O KELİMEYİ DUYAMAZSIN / değinesim geldi
- Ferhan Tutaşer
- 23 Ara 2019
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Kas 2024
Düşünüyorum da acaba hiç farkında olmadan o gün boyu kullanmayı tercih etmediğimiz kelimeler oluyor mudur? Yanlış söyledim, o gün içinde bazı kelimeleri hiç kullanmadığımızı anladığımız oluyor mu? Mesela gece yatağına uzanmış uyumak üzereyken şunu düşünebilir mi bi insan "bugün hiç 'fark ettim' demedim ya.." Bu noktada bile sadece aklından geçirdiğinden aslında halen söylememiş oluyor ve kişinin sırf meseleyi gidermek adına mırıldandığını hayal etmek de ayrıca keyifli... Hatta bi örnek geldi aklıma, kişi onu sırf söylemek için söyleyince yanındakiyle diyaloğu falan: -Farkettim -Hı, ney? -Yokbi şey -Ne dedin ya sayıklıyon mu? -Ya yok da, bugün hiç kullanmadığım bir kelimeyi söylemeden uyumak istemedim de. -O ne ya?! -Öyle işte. -Ne dedin peki? -Farkettim -Fark ettim? -Evet -İyi de o İKİ ayrı kelime -Tamam, gelme üstüme. Haydiii, gel de çık işin içinden. * Zaman değişiyor ve bazı kelimeler yok oluyor, bazıları varlar ama raflardan iniyor, bazen de farklı farklı kelimeler hayata giriyor. Çocukken tentürdiyot ve dispanser kelimelerini çok duyardım. Sanıyorum ki bu kelimeleri şimdi yeniden duyanlar 'he yaa cidden' demekteler. Şu sıra kullanımları pek yok. Bu şeyler fiziken halen var olsalar da terkedildiler. Harbi harbi vardılar o günlerde ve şahsen çok büyüktüler de gözümde. Tentürdiyot mesela, bi yerden satın almaya kalksak asla bulamayacağımız gibi bir şeydi. Öyle karizmatik duruyordu ki sınıf ecza dolabında, nerdeyse 'keşke birine bi şey olsa da kullanma gereği duysak' dedirtir, o kadar hainleştirebilirdi. Yok yok, o kadar da değil tabii ama benim gözümde her şeyiyle çok güçlüydü. Sargı bezinin üzerine döküldüğünü aklıma getiriyorum da, beyaz renk üzerinde hâkimiyeti bu kadar -hatta siyahtan bile- fazla olan başka renk hatırlamıyorum, acayipti ya. O günün en mühim varlıklarından olan tentürdiyotun bugün ise okullarda bulundurulması yasak. Vay be.. Galiba hiçbir şey vazgeçilmez değil. Dispanser. O da öyle... İlkokul dergilerinde ya da okul afişlerinde falan ilüstre edilen yatağa uzanmış, alnındaki ve dirsek hizalarındaki sargısı ile yatan adamı görünce insana içinden 'bu adama iyi bakılıyor' dedirtecek kadar etkileyiciydi orası da. Bi hastalıkta dünyanın en iyi hastanesine götürme teklifinde bulunulsa 'hayır,dispansere gidelim' diyesi gelirdi insanın. Hayatta bu kadar etkin olan şeylerin birden kaybolması çok ilginç... * Dilin kendine has tılsımı hoşuma gidiyor. Son zamanlarda, düşünmeden kullandıklarımızın kök vurgusunu keşfetmeyi ilgi çekici buluyorum. Sanıyorum bunu ilk, antibiyotikin anti-biyotik olduğunu anlamamda yaşadım. Mesela sıklıkla kullandığımız sonuç kelimesinin tersi de varmış meğer: başuç. Şöyle dersem daha iyi anlatabilmiş olacağım: sonuç deyip nihai noktadan bahsederken, cümle içinde ”..son uçta böyle düşünüyorum” şeklinde ayrı kullanılsa da olur. Böyle bakınca bambaşka bi açıda buldum kendimi ve işin ilginç tarafı kelimeye bakılması gereken açı da bu esasen. Ödenek kelimesiyle ilgili de bunun gibi bi durum var. Ödemenin tersi için olan uygulamaya da kesenek deniyor mesela. Her kelimenin öyle veya böyle tersinin olabileceğini görünce şaşırmıştım. Peki, ama İYİLEMEK diye bi kelime duydun mu hiç? Duyamazsın. Çünkü hep kötülendin.
Comentarios