HARİTA
- Ferhan Tutaşer
- 8 Eki 2019
- 2 dakikada okunur
Nerede yaşadığımın önemi yok.
Üzülmeye uyanıyorum ben.
Geçti sanmıştım; geçmemiş..
Kaçtığım çok şey var: Yüzler, eller, vücut sıcaklıkları
ve haritalar… Gitmemem, görmemem ve bilmemem gereken, beni kederin içine çeken şehirler var bu ülkede, bana ızdırap veren… Nereye gideceğimi şaşırdım. Onları fark ede ede çok yoruldum.
Acı hatıralardan fazlasını içime hapsetmiş, acımasız yığınlar… Nasıl da üzerime geliyorlar. Telafi etmem gereken şeyler var; ama ne bunu, ne de haritalardan kaçmayı başarabiliyorum. Bu yüzden hava durumu bültenlerini bile izlemiyorum. Herhangi bir coğrafyanın iklimini bilmektense, birden sular altında kalsam keşke diyorum. Bırakın beni!
Bildiğiniz gibi değil. Bazı şehirleri haritalardan silmem gerek. Hiç dokunmadan, önce neşterle söküp çıkarıp yerlerinden, sonra da yakmalıyım. Evet, ellerimi değdirmeden. Çünkü parmak uçlarıma hayatım boyunca geçmeyecek olan ihtimaller bulaşır yoksa. Bırakın peşimi ihanetler. Bırakın beni gölgeler.
Sabahım, gecem birbirine karışıyor. İnkar etme gücü toplamaya çalışıyorum; uykularım kaçıyor bu yüzden. Gece anlamsızca uyandığımı sonradan hatırlıyorum. Çok eksildim. Yatağımda ben bile yokum artık. Bu yüzden, uzanmışken sırtımdan demir şişler girsin istiyorum, boşluğumdan çok sıkıldım. Bir defasında, uykumun bir anında gözümü açtım birden, karanlığa yakın loş odaya boş baktım. Hangi günün gecesinde olduğumu, hangi zamanda olduğumu, yakın geçmişte neler yaşadığımı bir süre hatırlayamadım, korkunçtu! Ben fark etmeden oluveriyor her şey. Büyük bir geminin en arkasında tek başımayım. Gemi yavaş yavaş hareket ediyor. Herkeslerim kıyıda ve başlarını kaldırmış, bana bakıyorlar. Kol sallıyorum onlara. İyi de, ben nereye gidiyorum?! Hangi haritaya? Duyduğum kokular beni mahvediyor. Başka şeylerin peşindeyken, yusuftutan kuşu avucuma geliyor. Kızıla boyalı defterlerim varmış meğer, bütün bunlar ne anlama geliyor, bilmiyorum.
Haritalarının beni içine çekmeyeceği ülkelere gitmeliyim. Bana yardım edin ama beni duymuyorsunuz bile. İyi de etrafımdan insanlar geçip gidiyor; kime anlatıyorum ben?! Ya da hayır, hayır etmeyin. Çünkü o zaman da sırlarımı açmak zorunda kalırım. Kurtulmam için, bana imkansız şeyler gerek.
Hangi gece, Hangi gün…
Beni geçmişime götürün.
Comments